DELIGHT
Onu ilk gördüğünde saçları rüzgârdan karışmıştı ama umurundadeğildi.
Gülümsediğinde içinden “Ne güzel güldü” dedin, yüksek sesle “Nasılsın?” demeyeçekindin.
O, her ortamda ışık gibi fark edilen ama kibir barındırmayanbiriydi.
Bir kafenin cam kenarında tek başına kahvesini içerken bile etrafına enerjiyayardı.
Onunla bir gün geçirdiysen, gece başını yastığa koyduğundagözünün önünde hep o kahkaha kalır.
Bir keresinde şöyle demişti:
“İyi gelmeyen insanları çok çabuk anlıyorum artık.”
İçtenliğinin sınırları vardı. Ama içindeysen, orası en huzurlu yerdi.
Delight, insanın içini ferahlatan, sarılmadan da sıcakhissettiren bir enerjinin kokusu.
Onu tanıyan herkes, bir şey olurken “Şimdi o burada olsaydı ne güzel olurdu,”der.